Kayseri Kocasinan 100 Ekolojik Pazar 9. yılında

Kapadokya Organik Tarım Üreticileri Birliği Derneği (KAPTAR), Buğday Ekolojik Hayatı Destekleme Derneği, Kayseri Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Kocasinan Belediyesi işbirliği ile 2013 yılından beri kurulan Kayseri Kocasinan 100 Ekolojik Pazarı, 8 Ağustos’ta yeni dönemi açtı.

Organik sertifikalı üretim yapan çiftçilerin eserlerini pazarlayabilmesi için kurulan ve dönemlik olarak hizmet veren Kocasinan 100 Ekolojik Pazar, lokal üreticiler ile zehirsiz besine erişmek isteyen tüketicileri kasım ayına kadar her pazar günü Erciyesevler Pazar Alanı’nda bir ortaya getirecek.

Ekolojik tarımı yaygınlaştırmak, üreticiyi örgütlemek, teşvik etmek, pazarlama meselesini çözmek ve paralelinde tüketiciyi bilinçlendirmeyi amaçlayan Kapadokya Organik Tarım Üreticileri Birliği Derneği’nin (KAPTAR) müteşebbisliğinde, Kayseri’nin 9 ilçesindeki 700 dekar alanda organik sertifikalı üretim yapan 45 çiftçi, 100 Ekolojik Pazar’a 30 çeşit eseriyle katılıyor.

KAPTAR Derneği Lideri Dr.Yeşim Bekyürek, Kayseri’de ikinci bir ekolojik pazarın kurulması tarafında çalışmalarını sürdürdüklerinin muştusunu verdiği açıklamasında, “Kayseri’ye ilişkin lokal tohumların çiftçi elinde üretim yoluyla yaşatıldığı, lokal üreticilerin ve aile çiftçiliğinin desteklendiği Kocasinan 100 Ekolojik Pazarımız 9. yılında bir defa daha tüketicilerle buluştu. Tüm Kayseri halkını sağlıklı ve muteber eserlerle buluşmak üzere pazarımıza bekliyoruz.” tabirlerini kullandı.

8 Ağustos Pazar günü açılışı yapılan 100 Ekolojik Pazar, kasım ayına kadar her hafta pazar günü hizmet verecek.

Organik eser rahmeti her geçen yıl artıyor

Kurulduğu 2013 yılından bu yana organik tarım bölümünün öncü teşebbüslerinden biri olan Kocasinan 100 Ekolojik Pazar, 9 yıldır hem Kocasinan halkına hem de Kayseri’nin çeşitli ilçelerinden gelen müşterilere hizmet veriyor. Yeni üreticiler ve mevcut üreticilerin yeni eserleri ile birlikte pazarın organik tarım rahmeti de her geçen gün artıyor.

100 Ekolojik Pazar’da, 2020 yılı bilgilerine nazaran, 159.062,75 kg. taze zerzevat ve meyve satışı gerçekleşirken; üreticilerin elde ettikleri toplam kar, iklim krizine ve pandemiye bağlı olarak azalan eser ölçüsüne karşın, 722.591,50 TL’ye ulaşmış durumda. Son 6 yılda 980.426,31 kilogram taze zerzevat ve meyve satışı gerçekleştiren üreticiler toplam 3.230.162 TL yarar elde ederek üretim kapasitelerini geliştirmeye devam ediyor.

Buğday Derneği tarafından hazırlanan web tabanlı bilgi kayıt ve takip programının sonuçlarını kıymetlendiren Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, Kocasinan 100 Ekolojik Pazar’daki eser fiyatlarına dikkat çekerek şunları söyledi: “Görülüyor ki, üretici örgütlenir, devlet, üretimi; mahallî idareler de sivil toplum örgütlerinin katkıları ile organik pazarları takviyeler, üretim ve tüketimde yerellik sağlanarak organik pazarlar üreticiden tüketiciye hale gelirse, organik eserlerdeki fiyatlar da aşağı çekilebiliyor. Kayseri’deki organik pazar fiyatları İstanbul, Ankara ve İzmir’deki organik pazarların neredeyse yarısı bir bedel. Buğday Derneği olarak, Tarım ve Orman Bakanlığımızı ve lokal idareleri işbirliği içinde hem üretim hem pazar ayağı bir ortada olacak biçimde organik tarımı desteklemeye çağırıyoruz. Kocasinan 100 Ekolojik Pazar modelinin yaygınlaşmasını temenni ediyoruz.”

Zehirsiz pazarlar mümkün

Ekolojik tarım, beşere ve etrafa dost üretim sistemlerini içeren bir tarım biçimi olduğu için tarım zehiri pestisitler, hormonlar ve kimyasal gübrelerin kullanılmadığı, sürdürülebilir ve en yaygın formül. Ekolojik tarım prosedürü ile üretilen eserlerde GDO kullanımı katiyetle yasaktır.

Sadece organik sertifikalı eserlerin satıldığı 100 Ekolojik Pazarlar, ekolojik tarımın yaygınlaşmasıyla birlikte, gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya ve sağlıklı bir toplum yolunda dönüşüme hizmet ediyor.

Türkiye’de ekolojik eserlerin ve pazarların yaygınlaşması için çalışan Buğday Derneği’nin öncülüğünde, birinci olarak 2006 yılında İstanbul – Şişli’de açılan 100 Ekolojik Pazarlar, Kartal ve Bakırköy’ün akabinde, İstanbul dışında Kayseri Kocasinan’da ve İzmit’te hizmet vermeye başladı. Böylelikle ekolojik eserler daha çok tanınır, bilinir ve ulaşılabilir hale geldi.

Her şey kayıt altında ve izlenebilir

Buğday Derneği, oluşturduğu 100 Ekolojik Pazar Standartları ile organik pazarların sağlıklı işleyen ve muteber bir model olarak yaygınlaşmasına öncülük ederek, üstlendiği bu rolü, hazırladığı internet veritabanı ile daha da ileriye taşıyor. Mahallî idare yetkilileri, eserlerin satış bilgilerini tarih, satıcı, üretici, eser, çeşit, ölçü, fiyat ve mali evraklar bazında kayıt altına alıyor. Ayrıyeten 100 Ekolojik Pazarlar’da satılan tüm eserlere ilişkin sertifikalara www.ekolojikpazarlar.org web sitesinden ulaşılabiliyor.

Belediyelerin yanı sıra, Buğday Derneği ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da kontrolleri yapılan Pazarlar’da, nizamlı olarak eserlerden numune alınarak akredite laboratuvarlara gönderiliyor. Kalıntı çıkan yahut sertifika kapsamı dışında eser sattığı tespit edilen üreticiler ve esnaf pazardan men ediliyor.

Sağlıklı besin için organik tarım desteklenmeli

Endüstriyel tarımda kullanılan tarım zehirleri, başta anne karnındaki bebekler ve çocuklar olmak üzere, insan sıhhatini tehdit ediyor. Pestisitlerin besinlerde bıraktığı kalıntı, bu besinleri tüketen insanlarda akut ya da kronik, pek çok sıhhat meselesine yol açıyor. Dünya Sıhhat Örgütü’ne nazaran, her yıl en az 3 milyon kişi pestisit zehirlenmesine maruz kalıyor ve büyük çoğunluğunu tarım kesimi çalışanlarının oluşturduğu 20 bin kişi yanlış pestisit uygulamaları nedeniyle hayatını kaybediyor.

Pestisitler insanlarda kısırlık, üreme sıhhati bozuklukları, hormonal sistemde ve hudut sisteminde bozulmalar ve kanser üzere sıhhat problemlerine yol açıyor. Epidemiyolojik ve moleküler çalışmalar, ziraî, ticari, konut ve bahçe uygulamalarında kullanılan pestisitlerin kanser riskini artırdığına dair kıymetli ispatlar sunuyor. Pestisitlere maruz kalma ile prostat kanseri, kimi lenfoma çeşitleri, lösemi ve göğüs kanseri ortasında güçlü kontaklar olduğunu gösteren çok sayıda yayın bulunuyor. Bir öteki değerli sıkıntı, toksikolojik çalışmaların yalnızca tek bir toksik kimyasal unsurun yol açtığı sıhhat sıkıntıları üzerine odaklanması. Halbuki ziraî üretimde kullanılan yüzlerce çeşit pestisit var ve besinlerimizde birden fazla sayıda pestisit kalıntısı çıkması hayli olası.

Araştırmalar, endüstriyel, ağır tarımda kullanılan pestisitler ve sentetik kimyasal gübrelerin, yanlış toprak sürece uygulamalarının toprağı yoksullaştırdığı, yeraltı sularını kirlettiği için sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Petrol ve eserlerine dayanan bu tarım sistemi toprağın tuzlanmasına sebep oluyor ve global iklim değişikliğini önemli biçimde etkiliyor. Ayrıyeten, hastalık etmenleri ve böceklerin vakitle pestisitlere karşı direnç geliştirdikleri, dirençli çeşit sayısının arttığı da tespit edilmiş durumda.

Organik üretimin, dünyada süratle artan nüfusun gereksinimlerini karşılayamayacağını argüman eden konvansiyonel tarım savunucularının tersine, bilimsel araştırmalar organik tarımın dünyayı besleyebileceğini kanıtlıyor. Sağlıklı, sağlam besin hakkının korunması ve tabiatın sürdürülebilirliğini sağlamak için organik tarım ve organik eserler desteklenmesi gerekiyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı